ARKİLER FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ARKİLER FORUM

HERKES BİR ARKİ, BİR AİLEDİR...
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yapRADYO

 

 PADİŞAHIN İŞİ NE?

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
??NeSRiN??
Admin
Admin
??NeSRiN??


Mesaj Sayısı : 332
Kayıt tarihi : 31/05/09
Yaş : 31
Nerden : SAKARYA

PADİŞAHIN İŞİ NE? Empty
MesajKonu: PADİŞAHIN İŞİ NE?   PADİŞAHIN İŞİ NE? Icon_minitimeÇarş. Haz. 10, 2009 11:17 am

Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli giyinir. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
- Akşam garip bir rüya gördüm.
- Hayırdır inşallah?..
- Hayır mı şer mi öğreneceğiz.
- Nasıl yani?
- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.
Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görülen o ki padişah hala gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt'a çıkar, döner Vefa'ya, Zeyrek'ten asağılara sallanır. Unkapanı civarinda soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır. İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Sorarlar;
-Kimdir bu?
Ahali:
- Aman hocam hiç bulaşma, derler. Ayyaşın meyhuşun biri işte!..
- Nerden biliyorsunuz?
- Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz.
Bir başkası tafsilata girer;
- Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkardır. Azaplar çarşısı'nda
çalışır. Nalının hasını yapar... Ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa
harcar.Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerde namlı mimli kadın varsa takar peşine..
Hele yaşlının biri çok öfkelidir.
- İsterseniz komşulara sorun, der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?..
Hasılı, mahalleli döner ardını gider. Bizim tedbili kiyafet mollalar
kalırlar mı ortada!..
Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah yolunu keser:
- Nereye?
- Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.
- Millet bu, çeker gider. Kimseye bir sey diyemem... Ama biz gidemeyiz,
şöyle veya böyle tebamızdır. Defini tamamlamak gerek.
- iyi ya, saraydan birkaç hoca yollar kurtuluruz vebalden.
- Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
- Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?
- Mollalığa devam... Naaşı kaldırmalıyız en azından.
- Aman efendim, nasıl kaldırırız?
- Basbayağı kaldırırız işte.
- Yapmayın etmeyın sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini,
telkini...
- Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasılhane bulmalıyız.
- Şurada bir mahalle mescidi var ama...
- Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?
- Ne bileyim, Ayasofya'dan Süleymaniye'den, en azından Fatih
Camii'nden...
- Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkanı çoktur. Tanınmak istemem.
Ama Fatih Camii'ni iyi dedin. Hadi yüklenelim...
Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur.
Padişah bakır kazanları vurur ocağa... Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki, naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzü sakilere benzemez. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında. Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin de keza... Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine hayli vardır daha...
Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır.
- Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba...
- Nasıl yani?..
- Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki yetimleri?..
- Doğru, öyle ya, neyse... Sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp
geleyim.
Vezir cüzüne, tesbihine döner, padişah garip maceranın başladığı
noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir.
- Hakkını helal et evladım, der. Belli ki çok yorulmuşsun.
Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar. Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri
kısılır, hatıralara dalar belki. Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından...
- Biliyor musun oğlum? Diye dertli dertli söylenir...Bizim efendi bir
alemdi, vesselam... Akşamlara kadar nalın yapar... Ama birinin elinde
şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra
getirip dökerdi helaya!..
- Niye?
- Ummeti Muhammed içmesin diye...
- Hayret...
- Sonra, malum kadınların ücretlerini öder eve getirirdi. Ben sizin
zamanınızı satın aldım mı? Aldım, derdi. öyleyse şimdi dinlemeniz
gerek... O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara... Mızraklı ilmihal. Hucceti islam okurdum...
- Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki...
- Milletin ne sandığı umrunda değildi. Hoş, o hep uzak mescidlere
giderdi.
Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi. Tekbir alırken Kabe'yi
görmeli...
- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?
- iste bu yüzden Nişancı'ya, Sofular'a uzanırdı ya... Hatta bir gün;
- Bakasın efendi, dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada...
- Dogru, öyle ya?..
- Kimseye zahmetim olmasın, deyip mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yıkasın, kim
kaldırsın?
- Peki o ne dedi?
- Önce uzun uzun güldü, sonra;
- Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://arkilerforum.yetkin-forum.com
AYGÜN
GELİŞMİŞ ÜYE
GELİŞMİŞ ÜYE
AYGÜN


Mesaj Sayısı : 128
Kayıt tarihi : 31/05/09
Yaş : 25
Nerden : sakarya

PADİŞAHIN İŞİ NE? Empty
MesajKonu: Geri: PADİŞAHIN İŞİ NE?   PADİŞAHIN İŞİ NE? Icon_minitimeÇarş. Haz. 10, 2009 2:15 pm

emeğine sağlık çok güzel olmuş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
PADİŞAHIN İŞİ NE?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» MÜTHİŞ PADİŞAHIN HAYATINDAN

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ARKİLER FORUM :: İSLAM :: İBRETLİK KISSALAR-
Buraya geçin: